- bir baştan bir başa
- из конца́ в коне́ц
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca) — bir yerin bir sınırından öbür sınırına kadar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir boydan bir boya — bir yerin bir ucundan öbür ucuna kadar, baştan başa Önce, bir boydan bir boya sokağı gözden geçirdik. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
baştan başa — zf. 1) Tamamen, bütünüyle, hepsi bir arada Yaptıkları baştan başa sersemlik ve aptallıktır. R. H. Karay 2) Başından sonuna kadar, bir uçtan bir uca Kasabayı baştan başa dolaşan davulcu yorulmuştu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
baştan — zf. Başından alarak, bir kez daha, yeniden Konuyu baştan anlatayım. Birleşik Sözler baştan aşağı baştan başa baştankara baştan savma baştan sona yeni baştan … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı yukarı yürümek — bir baştan bir başa yürümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
serâpâ — (F.) [ ﺎﭘاﺮﺱ ] baştan ayağa, bir baştan bir başa, tüm … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
aşağı yukarı — zf. 1) Bir baştan bir başa 2) Tama yakın, yaklaşık olarak Bu heykeli açmak için aşağı yukarı bir seneden beri münasip bir fırsat kollanıyordu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aşağı yukarı yürümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatıp kalkmak — 1) gecelerini geçirmek Yatıp kalktığım odamın penceresinden bakınca bir baştan bir başa bütün sokağı görüyordum. N. Cumalı 2) cinsel ilişkide bulunmak Öteki, çok kadınla oynaşmış ve hatta yatıp kalkmış, sevda damarları kaşarlanmış bir gençti. M.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçtan uca — zf. Bir baştan bir başa Biz bu yolları uçtan uca yaylılarla birkaç defa aşmıştık. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
serâser — (F.) [ ﺮﺱاﺮﺱ ] bir baştan bir başa … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
serbeser — (F.) [ ﺮﺴﺑﺮﺱ ] bir baştan bir başa … Osmanli Türkçesİ sözlüğü